Biz çocuk hekimlerinin belki de en sık duyduğu şikayettir ‘’ çocuğum hiçbir şey yemiyor, çok iştahsız’’. Anneler kendi aralarında da çok konuşurlar ve karşılaştırma yaparlar. Peki çocuğunuz gerçekten iştahsız mı yoksa altta yatan bir neden mi var? Bu yazıda altta yatan organik bir hastalığa bağlı olmayan iştahsızlığı ele alacağız. İştahsızlıkla başvuran çocuklarda ilk değerlendirme anne-babanın […]
Biz çocuk hekimlerinin belki de en sık duyduğu şikayettir ‘’ çocuğum hiçbir şey yemiyor, çok iştahsız’’. Anneler kendi aralarında da çok konuşurlar ve karşılaştırma yaparlar. Peki çocuğunuz gerçekten iştahsız mı yoksa altta yatan bir neden mi var? Bu yazıda altta yatan organik bir hastalığa bağlı olmayan iştahsızlığı ele alacağız.
İştahsızlıkla başvuran çocuklarda ilk değerlendirme anne-babanın sorunla ilgili algılarından ziyade çocuktaki fiziksel gelişim dikkate alınarak yapılmaktadır. Aileden alınan öykü ve muayene ile anne baba ile hemfikir olan hekim altta yatan organik bir nedene yönelik incelemelerde bulunur. Neden bulunamayan çocuklarda psikolojik kökenli iştahsızlık düşünülebilir. Çocukta iştahsızlığın psikolojik nedenleri büyük çeşitlilik gösterebilse de genel neden, kardeş kıskançlığı, çocukluk depresyonu, aile içinde ortaya çıkan bir yaşam olayı ve ilişki sorunu olarak belirir.
Çocukların yeme iştahını değerlendirirken ebeveynlerin çocukların bireysel farklılık gösterebileceğini göz önüne almaları ve bu nedenle karşılaştırmalardan kaçınmaları gerekir. Aç olmasa da çocuğu yemeye zorlama en önemli yemeği reddetme nedenlerindendir. Ebeveynler çocuğu yemeğe zorlamamalı acıktığında da yemek zamanını beklemeden yemeği hazırlamalıdırlar. Acıkan çocuğun yemeğini geciktirme yeme isteğinin kaybolmasına yol açabilir. İstemediği gıdaları yemeye zorlama yapılan yanlışlardandır. Çocukların beğenilerine saygı duyulmalı, istediği ve gereksinimi olan gıdalar bilinerek yemek hazırlanmalıdır. Fazla süt veya şekerli gıdaları yemek öncesi yeme iştahın kapanmasına yol açabilmektedir yemek öncesi verilmemelidir. Yemek yerken çocuğun yemeğe dikkatini uzaklaştıracak televizyon video gibi yöntemlere başvurulmamalıdır . Çünkü çocuk yemek yediğinin bilincinde olmalı ve bu alışkanlığı edinmelidir.
Anneler yemek hazırlarken çocuklarından yardım istemeli, yemek yapma sofra hazırlama işine ortak etmeli, çocuğun kendisinin yemeğini tabağına yiyeceği kadar koymasını sağlamalıdırlar. Yemek yerken katı kurallar koyma ’’ tabaktaki yemek bitecek’’ gibi şartlamalar çocuğun yeme sorunlarının sebebi olabilir. Yemek yediği zaman takdir etmeli aksi durumda kızma azarlama zorlama olmamalıdır. Sevgi mesajları verilmelidir. Yapılan çalışmalarda bebeklerle göz teması ve sevgi sözcükleriyle iletişim kurulduğunda bebeklerde anlamlı bir büyüme artışı görülmüş daha mutlu oldukları tespit edilmiştir. Özellikle ilk bebekleri olan annelerin anneliklerini beslenme alanında kanıtlamaya çalışmaları yemek yeme işini bebek için eziyete çevirebilmekte ve ileri yaşamlarında sadece beslenme konusunda değil diğer konularda da aileye direnç göstermesine yol açabilmektedir. Son olarak bazı aileler iştah açıcı olarak eczanelerden vitamin almaktadırlar. Vitaminlerin iştah açıcı özelliği bilimsel olarak yoktur ki çoğu zamanda iştah açmamaktadır hatta tatlı oldukları için yemek öncesinde verirseniz iştahı azaltabilmektedirler. Bazen iştah açıcı şurup olarak bir takım ilaçlar kullanılmaktadır ancak bu ilaçların kullanım endikasyonları çok farklıdır ve iştah açma yan etkileridir kesinlikle kullanılmamalıdırlar.
Tüm ailelere sağlık dolu günler diliyorum.