KIRKLARELİ (AA) – ÖZGÜN TİRAN – Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, bağışıklık sisteminin güçlü tutulması gereken yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde propolis tüketilmesini tavsiye etti. Prof. Dr. Kolaylı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, propolisin bal arılarının ağaçların gövde, kabuk, yaprak gibi kısımlarından sızan doğal reçineleri […]
KIRKLARELİ (AA) – ÖZGÜN TİRAN – Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, bağışıklık sisteminin güçlü tutulması gereken yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde propolis tüketilmesini tavsiye etti.
Prof. Dr. Kolaylı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, propolisin bal arılarının ağaçların gövde, kabuk, yaprak gibi kısımlarından sızan doğal reçineleri toplayarak vücutlarından çıkardıkları bazı enzim ve salgılarla dönüşüme uğrattıkları ve kovanlarda depoladıkları doğal bir arı macunu olduğunu söyledi.
Bal arılarının propolisi koloninin fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak savunmasında ve korunmasında kullandıklarını ifade eden Kolaylı, bu maddenin özütlerinin şifa kaynağı olarak tüketilmesinin ise çok eski çağlara kadar uzandığını kaydetti.
Bilimsel çalışmalarda propolisin çok geniş etki mekanizmalarına sahip olduğunun kanıtlandığını vurgulayan Kolaylı, şöyle devam etti:
"Yapısında bulunan sayısız fenolik yapılı doğal moleküllerin yüksek derecede antioksidan, antibakteriyal, antiviral, antiiflamatuar ve antitumoral özellikleri ile doğal terapötik bir ajandır. Anadolu propolis özütleri ile yaptığımız hayvan ve hücre kültürü çalışmalarımız ile propolisin antidiyabetik, antiülseratif, antitümoral özelliklere sahip olduğunu belirledik. Bağışıklık sistemimizin güçlü olması gerektiğine inandığımız bugünlerde kaliteli propolis özütlerinin düzenli ve kontrollü şekilde tüketilmesi faydalı olacaktır. Herhangi bir rahatsızlığı bulunanlar propolisi doktor kontrollünde kullanmalılar."
Kolaylı, tüketicilerin özellikle yerli arı ürünlerini ve Anadolu propolisini tercih etmelerinin önemine işaret ederek, "Propoliste bulunan rutin, hesperetin, kafeik asit fenil esterleri gibi flavanoidlerinin bazı ilaçların etken maddelerinden olduğu ve dolaşım yolu bozukluklarının tedavisinde etkili oldukları bilinmektedir." dedi.
– "Propolis üretim ve tüketimi yeterli düzeyde değil"
Kolaylı, Türkiye'nin arıcılıkta dünyanın önde gelen ülkeleri arasında olduğunu ancak propolis üretimi ve tüketiminin istenilen düzeye ulaşmadığını ifade etti.
Türkiye'nin bulunduğu coğrafik bölge itibarıyla çok zengin arı ırkları ile bal, polen ve propolis çeşitlerine sahip olduğunu vurgulayan Kolaylı, şunları kaydetti:
"Bilimsel çalışmalar Anadolu'da üretilen propolisin dünyadaki önemli türlerden olduğunu ve Çin'den ithal edilen propolislerden çok yüksek biyolojik değere sahip olduğunu gösterdi. Ülkemizde Brezilya'nın meşhur kırmızı propolisi kadar güçlü kestane ve meşe propolis türlerimiz bulunuyor, ancak arıcılarımız propolisi hala yeterince tanımıyor ve yeterince toplamıyor. Kovanlardan kazınıp atılan binlerce kilogram propolis heba oluyor. Propolis üretimi ve tüketimine karşı ülkemizde giderek artan farkındalık oldukça memnuniyet verici olup, hala yeterli düzeyde değildir ve elbette propolis ithalatının sınırlandırılması ülkemizdeki üretiminin artmasına katkı sağlayacaktır."