ÇERKEZKÖY’DE ARABULUCULUK PANELİ! Tekirdağ/Çerkezköy Umutsen Sendikası Temsilciliği arabuluculuk ve işçilik hakları adıyla bir panel düzenledi.Panele konuşmacı olarak Umutsen örgütlenme uzmanı Başaran Aksu ve avukat Sevgi kalan katıldı. “Zorunlu Arabuluculuk İşçinin Korunması İlkesine Aykırı” Av.Sevgi Kalan konuşmasında : “silahların eşit” olmadığı, güçlü işveren karşısında zayıf işçinin korunmaya muhtaç olduğu iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabulucuya gidilmesi kabul […]
ÇERKEZKÖY’DE ARABULUCULUK PANELİ!
Tekirdağ/Çerkezköy Umutsen Sendikası Temsilciliği arabuluculuk ve işçilik hakları adıyla bir panel düzenledi.Panele konuşmacı olarak Umutsen örgütlenme uzmanı Başaran Aksu ve avukat Sevgi kalan katıldı.
“Zorunlu Arabuluculuk İşçinin Korunması İlkesine Aykırı”
Av.Sevgi Kalan konuşmasında : “silahların eşit” olmadığı, güçlü işveren karşısında zayıf işçinin korunmaya muhtaç olduğu iş uyuşmazlıklarında zorunlu arabulucuya gidilmesi kabul edilemez. Arabuluculuğun gönüllü olması bir yere kadar kabul edilebilir. Kaldı ki, Arabuluculuk Kanunu’nda da “gönüllülük” esas alınmıştır. Hal böyle olunca iki kanun arasında da çelişki ortaya çıkacaktır” dedi.
Kalan: “Sonuç olarak; sözde yargının iş yükünün hafifletilmesi gerekçesiyle getirilen bu değişiklikler, işçiler ve sendikalar açısından ciddi hak kayıplarına neden olacaktır. İşçilerin ve Sendikaların yargı yolunu etkin bir şekilde kullanmalarının önü kesilmektedir. Dolayısıyla bu tasarı; hak arama özgürlüğünün kısıtlanması ve etkin başvuru yollarının tıkanması yönlerinden de Anayasa’ya aykırıdır. En azından, iş davalarında, davadan önce arabulucuya gitmek ya da doğrudan dava açmak konusunda işçinin seçimlik hakkının olması ve zorunlu arabuluculuk varsa zorunlu vekilliğin de öngörülmesi daha hakkaniyetli bir uygulama olacaktır”. Şeklinde konuştu.
“Çocuklarımızda Taşeron İşçisi mi Olacak!”
Başaran Aksu konuşmasında özetle şunları söyledi:” CHP Emek Büroları’nın düzenlediği çalıştay tam da taşeron işçilerin potansiyel isyanını sermaye ve devlet adına bastırmayı başarmış sendikal bürokrasiye ve işbirlikçi kesimlere dayanmaktadır. Muhalif üç beş sendikacı ve işçinin varlığı folklorik bir özelliktir, işbirlikçi sendikal düzenin yeniden üretilmesi ötesinde bir anlam taşımamaktır. Zira bu muhalif isimler CHP belediyelerindeki taşeron işçilerin hakları ile AKP ve MHP belediyelerindeki taşeron işçilerin hakları arasında farklar yaratabilmiş değiller. Hayır öyle değil kanıtım var diyebileni tanımak, dinlemek isteriz. Ayrıca CHP belediyelerinde Belediye İktisadi Teşebbüsleri (B.İ.T) aracılığıyla kadrolu işçiler ile taşeron işçiler arasındaki ayrımı pratik olarak ortadan kaldırmayı hedefleyen tek bir uygulama yoktur. Aksine bu teşebbüslerden taşeron şirketlere doğru aktarım tüm CHP belediyelerinin standardı haline gelmeye başlamıştır. En son Şişli Belediyesi bünyesinde yer alan Kent-Yol teşebbüsü altında istihdam edilen taşeron işçilerinin ihalesinin ne hikmetse ihaleye katılan tek taşeron şirkete verilmesi ve ardından da Kent-Yol’un özel taşeron şirketin alt-işvereni haline getirilmesi doktora tezi konusu olacak kadar semboliktir.”
Panale farklı işkollarından işçiler katıldı. Umutsen sendikası yetkilileri benzer etkinliklerin önümüzdeki günlerdede süreceğini belirttiler.